28-29 OCAK 2017 BERLİN KÜÇÜK ASYA HAKLARI KONFERANSINDA İBRAHİM SEVEN’İN KONUŞMASI

Aslında ben süryanice konuşmak istiyordum. Fakat burada süryaniceden anında tercüme olmadığı için başka bir dilde konuşmak istiyorum. Almanca ve ingilizce konuşmak istemiyorum. Çünkü bizim temel görevimiz avrupalılara, amerikalılara soykırımı kabul ettirmek değil.  Türklere, kürtlere, müslümanlara soykırınımı kabul ettirmek olduğu için türkçe konuşacağım.

1915, 1895 vs işin türkçesi bu sürecin başlangıcı 1071’dir.  1071 Malazgirt’ten başlamıştır. 1071’e gelene kadar süryaniler, lazlar, ermeniler, rumlar, gürcüler Bizans İmraparatorluğu içinde yaşıyorlardı. Ve islamın fethi ilen, müslümanlar fetih diyor. Aslında işgal ve bu fetih meselesi sadece geçmişten olan bir şey değil. Fetihi yapanlara fatih deniyor. Almanya’da it sürüsü kadar  fatih isimli camii var. Sanıyorum Berlinde’de fatih camisi vardır. Dolayısıyla bu ideoloji halen mevcut. Dolayısıyla 1071’den başlamakta fayda görüyorum. (1)

1071’de başlarken, birazda 1071’de bizim memleket nasıldı? Küçük Asya, Ermenistan, Pontus ve tabiki Mezopotamya. Evvela buralar son derece medeni şehirlerin olduğu o zamanki bir ülke idi. Türklerin ilk işgal ettiği büyük şehirlerden birisi şu an Türkiyenin en doğu vilayetlerinden birisi Erzurum. Biliyorsunuz ermeniler ona başka bir isim veriyor, rumlar oraya Theodosiopolis diyor. Türkler orayı işgal edince Erzurum adını verdiler. Erzurum demek arabça rum toprağı, rum ülkesi demek. Halen bu vilayetin adı Erzurum. Rum o zaman yunan ortadokslara söylenen bir isimdir.

Bizim memleketimiz öyle bir memleketki dünya tarihinde çok önemli rol oynamış bir memleket. Ben ilk okulda iken bize Türkiye’deki bütün insanların orta-asyadan geldiğini, birde göçler haritası vardı. Nasıl geldi. Benim doğduğum büyüdüğüm Midyat’ta, ben doğduğum büyüdüğüm zaman Midyat şehrinin bir özelliği vardı. 1915 Soykırımından sonra hristiyanların çoğunluk olduğu tek kasaba idi Türkiye’de. Dolayısıyla bizim okulda bir tek türk yoktu. Midyat’tada bir tek türk yoktu. Öğrenciler ya süryani idi ya kürttü yada bizim mahalmi dediğimiz arabça konuşan müslümanlardı.

Biz şimdi bu tarihi, bunların anlattığı orta-asya tarihini kabul edecekmiyiz? Yoksa kendi tarihimizi mi öğreneceğiz? Bu türk ve kürtler için çok önemli bir mesele. Çünkü eğer şöyle görürsek; soykırım olmuş. Şuan Tur-Abdin’de 2500 süryani kalmış onların sorunlarını nasıl hallederiz? İstanbul’da da 60 bin ermeni var. Çoğu yaşlı 3.000’de rum var. Bunların sorunları, azınlıkların.

Evvela bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Biz azınlık değiliz. 1910 senesinde hristiyanların şimdiki Türkiye topraklarında  toplam nüfusun yüzde 40’tı. Eğer azınlık var idi ise o  zaman azınlık türklerdi.

İkinci türkler meselesine gelince. Burada türk türk deniyorda. Şimdi mesela Sait(2) kendisi laz. Ben türküm derse türk oluyor ve türke sayılıyor. Bulgar müslümanlar var pomak. Adam ben türküm diyorsa türke sayılıyor. Eğer biz 1910’da gerçekten türkleri sayar isek türkler azınlık.

1071’den itibaren, biz süryaniler soykırıma seyfo diyoruz. Seyfo süryanice kılıç demek. Neden seyfo diyoruz? 1915’de süryaniler kılıç ile öldürülmedi ateşli silahlarla öldürüldü. Ama süryani tarihinde o kadar çok müslüman kılıcı rol oynamış ki bu olay olur olmaz süryaniler tarihlerine dönmüş ve seyfo demiş. Seyfo dememizin sebebi budur. Dolayısıyla bu işin 1071 ile bağlanması gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi Peru’da yada Kolimbiya’da  Conquistoderoslar(3) geldi bizi kurtardı bizim dedelerimiz orada  derse adamı tımarhanelik diye tımarhaneye koyarlar. Türkiye’de hergün resmi devlet politikası olarak bu anlatılıyor. Sanki 1071’de buralar çöl idi.

1071 nasıldı? Biraz memleketimizin tarihinden bahsetmek istiyorum.  Şimdi Amasya diye bir Pontus şehri var. Amasya kimin memleketi? Dünyanın en büyük ilk çoğrafyacılarından birisi Strabon’un memleketi. Heradot nereli? Eğe bölgesinden (Halikarnas-Bodrum). Bizim Adıyaman şu an kürtlerin son ismini nasıl uydurdular bilmiyorum. Bir isim uyduruyorlar çünkü. Samosata diye bir şehrimiz var. Samosata’lı meşhur Lucianus var. Lucianus(4)’un 70 tane kitabı var. İkinci asırda 70 kitab yazmış bu adam. Ve kitablar şu an internette bulunabiliniyor. Şimdi sen bunları red edeceksin, anlatmayacaksın. Diyeceksin ki Adıyaman. O da uydurma bir isim.

Devam edelim. Dünyada şu anda Türkiye içinde yaşayan en meşhur tarihi şahsiyet kimdir diye sorarsanız bana göre Tarsus’lu birisi. Tarsus’lu Paulus. Fiji Adalarınada giderseniz, eskimoların yanınada gidersenis çoğu hristiyanlığı kabul etmiştir. Tarsus’lu Paulus’u herkes tanır. Bizim hemşerimizdir. Ve hristiyanlığın kurulmasında en büyük rolu olan şahıslardan biridir. Öyle bir kültürün devamıyız biz.

Yine Urfa şehrini ele alalım. Süryanice Urhoy. Yunanlılar Edassa diyor. Orada Bar Daisan (5) (Bardesanes) diye ikinci asırda yaşamış bir filozof var. Bunlar hepsi dünya çapında. Yahutta Nusaybinde bizim Mor Efram (6) var. Kırkbin mısralık şiiri var ikinci asırda yazılmış. Bu gelenekleri, bu tarihi red edeceğiz. Birisi gelecek orta-asyadan geldim diyecek, öbürüde diyecek ki burası Kürdistan’dır. Şimdi Bizans tarihi yazılı bir tarih sözlü bir tarih değil. Bizans’da kürtler nerede yaşıyordu? Bizans’da kürt yok. Kürtler Zagros dağlarının doğusunda yaşıyordu. İşin türkçesi bu. Şimdi bu gerçekleri biz söylemeyeceğiz. Bunun yerine efsane anlatacağız. Nereden geldik? Orta-asyadan geldik. Her ne kadar Mustafa Kemal mavi gözlü sarışınsada Türkmenistan’dan geldik diye yalan söyleyeceğiz. Biz bu yalanları sürdürecekmiyiz yoksa gerçekleri söyleyecekmiyiz?

Azınlık meselesine gelince söyledim onu. İkinci biz gayri müslüm değiliz.Asla. Gayri müslüm terimi bize hakarettir. Gayri müslüm demek bir normal adam var müslüman, birde anormal birisi var gayri müslüm. Şimdi budistler müslüman değil herkes biliyor. Benim budistler ile ne alakam var? Bir alakam olabilir mi budistlerle? Ama Türkiye’de aydınlarda dahil, kendine solcu aydın diyenlerde dahil gayri müslüm terimini, azınlık, akalliyet kullanıyor. Adamları kesmişsin, kesmişsin az kalmış ondan sonra azınlık ve akalliyet diye bir hakaret oluyor.

Şimdi diyalog iyi bir şeydir. Birincisi, ben türkler tarafından eğitildim.Türk ilkokulunda, normal türk ilkokuluna gittim. Ermeni, süryani okuluna değil türk ilkokuluna, türk ortaokuluna, türk lisesine gittim. Onların biz öğrettiklerini öğrendim.Öğrendiklerimi onlardan öğrendim. Doyayısıyla türklere düşmanlık diye bir şey bana yabancı çünkü onlarla beraber büyüdüm. Kürtlere gelince ben Midyat’da büyüdüm. Kırmanci biliyorum.


Yalnız şöyle bir şey var. Biz fetih meselesini söyledik. Dhimmilik diye bir mesele var. Müslümanlar dünyayı üçe ayırıyor. Bir hak din sahibi müslamanlar var. İkincisi ehli kitab insanlar var. Yani hristiyanlar ve yahudiler. Bu ehli kitablar dhimmi zimmo dhimi(7)dir çeşitli şivelere göre.Bunlar cizye verirse, müslüman gördüğü zaman başını eğerse kabul. Şimdi ben türk düşmanıda değilim, kürt düşmanıda değilim.Ama Dhimmi hiç değilim. Türkler ve kürtler nasıl insan ise bende aynı insanım. Onların ne kadar hakkı varsa ben biraz daha fazla istiyorum çünkü oraların yerlisiyim onlar sonradan işgalci olarak geldiler. Böyle düşünüyorum. Dhimmiliği asla kabul etmiyorum.

Bu yüzden biz hristiyanların soykırımından, islam fetihinden, dhimmilik teorisinden ayırırsak bence bir sonuca varamayız. Ben iyimser bir insanım. İyimserim demek yarın çok iyi anlaşacağız demek anlamına gelmez. Malesef türkleri ve kürtleri iyi tanıyorum. Çünkü onların arasında büyüdüm. Dillerini biliyorum. Dolayısıyla bir diyalog kuracaksak bu diyalog yalan üzerine olmaz. Şimdi Sait‘de çok cici bir adamdır, çok seviyorum. Sait diyecek sen cicisin böylece diyalog olacak. Bu yol yanlış bir yoldur bu yol ile bir yola gidilmez. Bence tarihi gerçeklerin bilinmesi gerekir. Tarihi gerçekler bilinmeden, arkadaş 1895’den bahsetti işin doğrusu 1071’dir. Bir şey daha söyleyeyim pontuslu rumları övmek için. Biz süryani ve ermeniler islam’a çok direnmedik. Pontuslu rumlar ve lazlar kanının son damlasına kadar direndi ve kaybetti. Sonrada la ilaha illallah dedi bazıları.

1980 senesinde ben Türkiyede bir komünist partisinin lideri idim. Orada biz süryani ve ermeni soykırımı türk ve kürtlerin alnına sürülmüş kara bir lekedir diye karar aldık 40 kişi el kaldırdı. Delege, İstanbul’da gizli. O zaman Türkiye solunda bu işlerle ilgilenen yoktu. Böyle şeylerle uğraşmak boşunadır mesele sınıf kavgasıdır vs. vs. deniyordu. Allaha şükür şimdi biraz daha bir kaç arkadaş var bu konuda konuşan.

11.34

İkincisi şu anda sizin Batı Ermenistan Kongresinin yapmak istediğine benzer bir iş ilen uğraşıyorum. Ermeni, Süryani, Asuri, Pontus Rum’u, Ezidi, Koçgiri, Dersim ve Arap Alevisi beraber bir dernek kurduk. Bu dernek halkların tek tek isimlerinin baş harfleri almanca AGADEKA ben onun şeref başkanıyım. Konsey başkan olan arkadaş almanca bir mesaj gönderdi sonra onu okuyabiliriz. Biz Almanya’da ilk olarak belkide tarihte soykırıma uğramış müslüman olmayan halklar ile beraber, çünkü ezidiler, aleviler hristiyan değiller. Süryaniler, Ermeniler ve Rumlar beraber bazı işler yaptılar ama benim hatırladığım kadarıyla süryani, ermeni, pontuslularla beraber alevi ve yezidilerin beraber bir şey yaptığını duymadım. Kaldı ki ezidiler bizim kardeşimizdir, komşumuzdur, bizim kader ortağımızdır. Şimdi yeni uğradılar soykirima Irak’da o bakımdan da bizim kaderimizi paylaşıyorlar.

Eskiden ermeni arkadaşlar arasında şöyle bir görüş vardı. İttihat ve Terakki müslüman değildi. İttihat ve Terakki müslümanlığı sevmiyordu. Dolayısıyla müslümanlığın soykırımda rolü yoktur. İtthat ve Terakki zaten türkcü idi. İttihat ve Terakkicilerin çok dindar olmadığı üçkağıtçı olduğu doğru. Ama 1915 katliamı islam olmadan olmazdı. Bizim bölgemizde bütün katliam la ilaha illallah muhammedin resul allah ile başladı. Bunu herkes bilir. Dolayısıyla işi türkcüler kötü, müslümanlar iyi. Ya tersinden ya bu kemalistler laiktir çok canavar değiller deme bence her ikisinin sorumluluğu vardır. Zaten 1920 senesinde kurulan parlementonun en önemli özelliği, bilmiyorum başka arkadaşlar bunu söyledimi daha evvel. 1920 parlamentosu Güney Afrika’daki apartheid parlamentosunun aynısıdır. 1920 senesinde o zaman soykırımdan arta kalmış 350.000 (üçyüzellibin) civarında ermeni var idi Türkiye’de. 200-250.000 (ikiyüz-ikiyüzellibin) civarında süryani var idi. Daha mübadele(8) olmamış 2.000.000 (iki milyon) civasında rum var hristiyan. Bunların bir tanesi mecliste temsil edilmemiştir. Bu nasıl bir seçim? 1920 yılında kurulan mecliste. 1920 yılında kurulan meclis 1876 senesinde meclis-i mebusan ilk Osmanlı meclisi açıldığı zaman bir sürü ermeni, rum vs ve kendi dilleri ile konuşuyorlar. Ama 1920 23 Nisan’da açılan meclis ise Kur’an ile başlıyor. Laik Mustafa Kemal’in meclisi. 1876 senesinde Kur’an, muran diye bir şey yok. Şimdi bu tarihi gerçekleri gözönünde tutunca, türklüğü, müslümanlıktan ayırmak imkansızdır. Çünkü türk demek, türk milletine ait olmak demek değildir. Türkiye’de pomak var bulgar müslümanı. Arnavut var. Boşnak var. Kuzey Kafkasya halkları var çerkes diyorlar onlara aslında yirmi ceşit. Adige olanı var.Çecen olanı var. Abaza olanı var. Bunların hepsine türk deniyor. Oysa bunların ortak yanı müslüman olması. Dolayısıyla arkadışımızın anlattığı pontuslu rumların en müslümanız demesinde şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü Türkiye’de aslı türk olan, yani bu orta-asyadan geldiği iddia edilen insanlar zaten türkcülükte önemli bir rol oynamamış. Hiç bir zaman devletide yönetmemiş. Mesela türk devlet yöneticilerinden çekik gözlü olan kimseyi ben tanımıyorum hepsi bu çeşitli şeylerden.

Buraya gelirken Laz Derneği temsicisi bir arkadaşıda davet etmiştim. Kendisi gelmek istiyordu ama çok geç haber verdiğimiz için teknik sebeplerden gelemedi.

Şimdi 1071’i anlatırken lazlar 1500 senesinde hepsi hristiyan. Bir laz tarihçi İstanbulda araştırma yapmış. Laz bölgesindeki vergi defterlerini incelemiş. Osmanlının vergi defterleri var. Kim kaç koyun-keçi ne ise. 1500 senesinde bütün laz bölgesi hristiyan. Adamların adı ya Yorgo ya Hristo vs yada Dimitri. Lambro varmı bilmiyorum.

Şimdi 1550 senesinde hristiyanlar yarı yarıya düşüyor. 1600 senesine gelince çoğunluk müslüman oluyor. Bu osmanlı kayıtlarının iddiası. Demek ki bu adamlar 16. asır sırasında müslüman olmuşlar. Bir genç laz arkadaş araştırma yapmış. AKP’li bir belediye var. AKP’li belediye lazların ne kadar iyi müslüman olduğunu ispatlamak için kitab yayınlamış. Kitabda iki tane önemli gerçek çıkmış. Birisi ilk laz bölgesinde ilk camii 1840’da yapılmış. 1840 yani dün. İkincisisi ilk üzerinde arabça yazı olan mezar 1797. Demek ki bu adamlar 1600-1800 kadar ya gizli hristiyanlar. Camiisiz müslüman olur mu? Şimdi o bölge en pontuslularla beraber islamcılık yapıyor. Ama eğer biz tarihe dönecek isek 1071 sürecini göz önünde tutmamız lazım.

Haa denebilir ki türkler galip geldi yapacak bir şey yok. Tamam öylede görülebilir dünya. Güçlü haklıdır. Ben bu görüşü paylaşmıyorum. Trabzon’da ilk camii sanıyorum 1480 veya o civarda açıldı. Ama camii’ye imam nereden getireceksin? İlk camii imamı kürt. Çünkü o senelerde kürtler müslüman. Şimdi kürt arkadaşların hoşuna gidebilir veya gitmeyebilir.

Bizim süryaniler açısından soykırımı anlatmak istiyorum. Bizim memlekette türk yok. Dolayısıyla bizi kesecek türk yok. Bizi kesenler, benim babam annesini, babasını, kardeşlerini soykırımda kaybetmiş bir insan. Kendi gözleri önünde. Kesenlerin kim olduğunu tanıyor. Bizim hemşerimiz kürtler. Tanıyor, sonradan onları gördü tanıyor. Allaha şükür 95 yaşına kadar yaşadı. Yok edemediler onları. Şimdi durum bu.

Başka bir şey daha var. Belki türkler çok ermenileri kesti. Bizim memlekette türk yok ki bizi kessin. Hakkari’de türk ne gezer. Şimdi bile Hakkaride türk yok. Şimdi Hakkari’nin 1915’de nüfus yüzde 30-40’i nasturi, asuri. Şimdi orda 45 tane süryani kalmamış. Şimdi biz bu gerçekleri söylemeden diyeceğiz ki hepimiz aynı memleketin çocuğuyuz, benzer yemekleri yiyoruz vs. vs. Bunun ile bir yola gidilmez.

Bizim için, bir arkadaş daha söylemişti. Biz rumlar, süryaniler, süryaniler derken tabi keldaniler, asurlarıda kast ediyorum. Türkçede daha fazla süryani deniyor ve ermeniler biz müslüman olmayan alevi ve ezidiler bize en yakın insanlar. Bunlar ilen beraber çalışmamız lazım. Onlar en az bizim kadar ezilmişlerdir. Mesela 16 asırda alevilere soykırım yapılmıştır. Onlara soykırım yapılırken malları helal, kadınları helal diye fetva var. Resmi devlet fetvası var. O yüzden ikiyüz sene şehirde alevi yaşamıyordu. Dolayısı ile bizim en yakın müttefiklerimiz onlardır.

Şimdi türkler ve kürtlere gelince veya kendine türk diyen arkadaşlara. Onlarlada demokrat oldukları müddekçe bize saygı duydukları müddekçe tabiki diyalog yapabiliriz. Ama biz biliriz ki bu iş çok kolay bir iş değil. Bizim yüzümüze karşı bir şey söyler arkadan başka bir şey söyler.

Mesela, Selahattin Demirtaş(9) cezaevinde yazık olmuş. Tutuklanması kötü. Ama Sait arkadaşımızın anlattığı gibi Abdullah Öcalan „islam bin sene barış getirdi bölgeye“ dedi. Biz bunu eleştirdik. Ermeniler eleştirdi. Eleştirince Selahattin Demirtaş cevap verdi. Cevabı şu; diyor ki „biz türkler ilen Cihangirde karşılaşmadık“. Cihangir İstanbul’da bir semt. „biz 1071’de karşılaştık ve bu ülkeleri kendimize yurt edindik“. Bizim memleketimizi gelip işgal ediyor bununlada övünüyor. Diyor ki biz Cihangirde tanışmadık. Başka bir zaman başka bir şey söylemiş olsa bile bu bizim için çok önemlidir. Onun gibi bir sürü şeyler var. Bir sürü söyledikleri var. Selahattin Demirtaş’ın kardeşi var Nurettin Demirtaş. Bu arkadaş şimdi Irak’da PKK merkezinde. Kendisi İnsan Hakları Derneği yönetici. Bir konuşma yapıyor diyor ki „ermeniler geçen sene Hakkari’ye gidiyorlar, Hakkari’de türk askeri kıyafeti giyip kürtleri öldürüyorlar. Sonrada gerilla kıyafeti giyip türk askeri öldürüyorlar“. Oysaki Hakkari’ye ermenilerin değil kıyafet ile girmesi Hakkari’ye gidebilmek imkansız. Şimdiye kadar da bu yazısından dolayı bir şey söylemedi. Kendisi İnsan Hakları Derneği yöneticisi imiş eskiden.

Biz bu gerçekleri gözönünde tutmadan türk-kürt hep beraber kardeşiz vs. Ben komünist hareketten geliyoruz. Halkların kardeşliği. Sovyetler Birliği’de halkların kardeşliği diyordu, Sovyetler Birliği dağılır dağılmaz azeriler-ermeniler birbirlerine ne kadar kardeş oldukları konusunda netiler oldu biliyoruz. Palavra ilen kardeşlik olmaz. Ya doğru gerçek üzerine oturacağız yahutta. Şöyle denirse şu anda türkler, kürtler güçlü ne yapalım. Tamam güçtür. Ama hak, adelet soracak isek gerçeğe dönmemiz lazım. Benim söyleyeceğim bu kadar.

  1. https://de.wikipedia.org/wiki/Liste_von_Fatih-Moscheen
  2. Saıt bu oturumu yöneten arkadashim Sait Cetinoglu
  3. https://en.wikipedia.org/wiki/Conquistador
  4. https://en.wikipedia.org/wiki/Lucian
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Bardaisan
  6. https://en.wikipedia.org/wiki/Ephrem_the_Syrian
  7. https://en.wikipedia.org/wiki/Dhimmi
  8. https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye-Yunanistan_n%C3%BCfus_m%C3%BCbadelesi

9. Selahattin Demirtas  president of Peoples Demo

 

Video: https://www.youtube.com/watch?v=JcDH0llXqkw

 

 

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert